reklam
Kastamonu Gazeteciler Derneği Başkanı ve Küresel Gazeteciler Konseyi İl Temsilcisi İzzet Sarı 10 ili etkileyen ve çok sayıda vatandaşımız öldüren, büyük bir yıkıma neden olan depren sonrası bir makale kaleme aldı.
 
İşte o yazı:
 

Tarihten ders almaz mısınız bree cahiller!

5 aydır bilgisayar kullanmakta zorlandığım için doğru dürüst yazamıyorum! Dayanamayıp bazen sosyal medyadan önemli gördüğüm konuları paylaşarak milletimin ve vatanımın kaos ortamından uzaklaşmasına kendimce katkı sağlamaya çalışıyorum.

300-500 sene öncesine değil, yakın tarihimize bir göz attığımızda batılı emperyalist güçler Osmanlı’nın en zayıf anını bekleyip, Çanakkale’yi ve İstanbul’u işgal etme planlarını bu süreçlerde devreye soktuklarını görüyoruz.

Emperyalist zihniyet için kaosun sebebinin ve nedeninin hiçbir önemi yoktur. Batılılar, bazen kaosu ekonomik krizden, bazen terörden bazen siyasi krizlerden ve bazen de doğal afetlerden sonra devreye sokarlar.

Osmanlı İmparatorluğu’nun kendi iç karışıklığından ve uzun süren savaşlardan sonra zayıfladığını gören emperyalistler Çanakkale açıklarına dayanmadılar mı?

Devamında yine Osmanlı’nın zayıflığından istifade ederek son dönemlerinde İngilizler Yunan maşasını kullanarak İstanbul’u işgal etmediler mi?

Hadi bunları tarihçilerin dışında kimsecikler bilmiyor ve de bizlerde kitaplardan okumadık diyelim!

Daha düne kadar Irak’ın, Libya’nın, Mısır’ın ve Suriye’nin nasıl önce zayıflatıldığı devamında yaşanan kaos süreciyle birlikte batılı yabancı askerlerin bu ülkelere (Sizi kurtaracağız) diyerek çıkartma yaptığını ne çabuk unuttuk(!)

-Dün doğunun sosyalizmini savunanlar bugün batının emperyalizmini savunur oldu!

-Yine dün batının fikirlerini savunanlarda bugün doğuya yöneldiler. Burada sizce bir çelişki yok mu?

Bir ülkeyi işgal etmek için emperyalist ülkeler genelde üç argüman kullanırlar.

1-Devletin yönetim kademelerine önceden sızdırılan kendi adamlarını devreye sokarlar! (Bu yakın tarihte olmadı mı?)

2-Devletin otoritesini sarsacak kaos ortamını oluşturarak, darbe yaptırarak yönetime el koymaya çalışmadılar mı? (12 Eylül ve 15 Temmuz ) bunlar en iyi örnek değil midir?

3-Ekonemik kriz çıkartarak halkın güvenini sarsmak ve halkın kafasını karıştırarak değişik arayışlara yöneltmek! Sizce neyin planlarıdır?

Evet değerli dostlar; Vatanımız maalesef çok kritik bir süreçten geçiyor!

Bir tarafta batılı ülkelerin vatanımız üzerindeki kirli siyasi emelleri. Diğer taraftan ise son 100 yılın doğal afetleri. Allah yardımcımız olsun.

Gerek ulusal, gerek uluslararası internet sitelerini kaç gündür büyük bir dikkatle ve titizlikle takip ediyorum.

Kahramanmaraş depremlerinin ardından başta kardeş Azerbaycan, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Katar ve yavru vatanımız Kuzey Kıbrıs başta olmak üzere bazı dost ülkeler candan ve kandan yardım ediyorlar. Siyonizmin kontrolündeki bazı batılı ve doğulu ülkelerde yardım ediyor lakin candan etmiyorlar! (Dostlar alışverişte görsün misali)

Bazı siyasiler gibi sermaye sahipleri de ‘selin önünden kütük kapma’ derdine düştüklerini büyük bir ibretle ve şaşkınlıkla takip ediyorum.

Bazı iş adamları medyayı kullanarak yok bilmem şu kadar milyon bağışta bulunuyorum. Bazı siyasilerde yok bilmem bu deprem şunun suçu, bunun suçu var diyerek daha canlar enkaz altında yatarken oy peşine düştüklerini görüyor ve ibretle  izliyoruz…

Bu mesele ne AK Parti’nin, ne CHP’nin nede diğer siyasi partilerin meselesidir. Bu mesele hepimizin ortak meselesi değil midir? Bu melese bir vatan savunma meselesi değil midir?

… Ve maalesef batılı emperyalist güçlerin “2002 Millennium Challenge” tatbikatı ve “Bin yılın hesaplaşması” tatbikat senaryosu da olsa çok ama çok dikkatli olmak zorunda değil miyiz?

Batılıların bu coğrafya ile ilgili planlarını rafta tuttuğunu hepimiz nasıl unuturuz?

Halen Rusya ile Ukrayna savaşı gibi görünen ancak gerçekte Rusya ile Nato’nun savaşı olduğunu bir dünya alem görüyor da biz nasıl göremiyoruz?

Şayet biz Yunanistan ile bir savaşa girmiş olsak. Sadece Yunanistan ile mi savaşacağız. Batılı emperyalistler kimin yanında yer alacaklar? Tarihte bu nasıl gerçekleşti, bunu nasıl unuturuz?

İşte sizlere çekmeye çalıştığım büyük fotoğraf budur!

Biz Türkler zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu zor coğrafya atalarımız için olduğu kadar bizim içinde kaderdir… Kaderinizi değiştiremezsiniz. Bizim bu coğrafyayı değiştirme gibi bir gücümüz yok. Bazıları bu toprakları beğenmeyip batıya veya doğuya daha huzurlu ülkelere göçebilir. Bu onların kendi tercihleri. Lakin bizim vatanımızı değiştirme gibi bir lüksümüz yok.

Tarihte olduğu gibi sürekli mücadele etmemiz gerekiyor. Bu kaçınılmaz. Bir taraftan terör ile, diğer taraftan bu terör odaklarını besleyen yabancı güçler ile… Tabi ki bir taraftan da doğal afetlerle elimizden geldiği kadar mücadele etmek mecburiyetindeyiz.

Sosyal medyada iktidarın ve askeriyenin otoritesini zayıflatmak adına bazı cahilleri üzüntü ile takip ediyorum.

-Breee cahiller tarihten hiç mi ders almazsınız?

Breee cahiller… Arap baharından, komşularımız Irak, Suriye’nin iç karışıklığından ve yabancı güçlerin müdahalesinden hiç mi ders almazsınız?

Şimdi ama şimdi…

Hepimizin yapabileceği şeyler var. İzliyoruz kimimiz gönüllü olarak deprem bölgesine giderek, kimimiz uzaktan para yardımı yaparak, kimimiz yardım tırlarını doldurup o bölgeye ulaştırarak yardım yapıyoruz…

Yapmalıyız da…

Merhamet bizim genlerimizde var… Bunu tarihte de yaptık bugünde yapacağız. Bu bizim boynumuzun borcudur.

Lakin çok bilmişliğe hiç gerek yoktur. Şimdi çok bilmişlik zamanı da değildir. Şimdi birlik olup yaraları sarma zamanıdır. Sosyal medyadan yapılan kaynağı ve aslı astarı olmayan paylaşımlar kime hizmet ediyor sanıyorsunuz?

Zaten istenilen kaos iklimi oluşturmak değil midir?

Şimdi yaraları hep birlikte saralım. Olayın üzerinden bir iki ay geçsin ondan sonra hep birlikte siyaseti yapalım. Hep birlikte kimin ne kadar hatası varsa tartışalım. Ama şimdi bunları konuşma zamanı değildir(!) Bari elimizden bir şey gelmiyor, hiç olmazsa susalım ve kaos iklimine katkı vermeyelim.

Şu ata sözünün anlamına bakar mısınız lütfen…

“Kurt dumanlı havayı sever”

Bu anlamlı ve ibretlik atasözünün açıklamasını lütfen iyi okuyup anlayalım…

“Bazı insanlar fırsatçı olur. Esasen korkak olan fırsatçı insan da, ortalığın karıştığı, insanların birbirine düştüğü zaman dilimlerini kollar ve böyle zamanları ganimet bilir. Kendi yararına bir iş yapmak için fırsat kollayan insan, başkalarının bu işe engel olamayacağı, karışık zamanı sever.”

Bu vesile ile yüz yılın afeti olarak açıklanan Kahramanmaraş merkezli 10 vilayetimizi kapsayan depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Allah bu yüce millete sabır ve güç versin…

İzzet Sarı

Kastamonu Gazeteciler Derneği 

Küresel Gazeteciler Konseyi İl Temsilcisi

 

Loading

Facebook Comments Box

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz