reklam
Alt yapı çalışmaları kapsamında ilçemizdeki karayolları başta olmak üzere cadde ve sokaklarımızın yolları ne yazık ki yaklaşık 1.5 senedir bozuk. Belediye ara sokakların yollarını hemen hemen hepsini parke ile kapladı. Sıra ana caddelerine gelmişken CHP ilçe teşkilatı kendi parti bürosunun da bulunduğu Yücel Türkben caddesinde oluşan çukurları kendi imkanı ile doldurduğu görüldü.
CHP İlçe teşkilatı sosyal medya hesabından yaptıkları çalışmayı imalı bir şekilde paylaşarak şu açıklamayı yaptı :
Belediyemiz tam 1,5 yıldır bütün vatandaşlarımıza aynı eziyeti reva görüyor.
Çamur deryası ve engebeli arazi nedeniyle yaşlılarımız evinden çıkamıyor, çocuklarımız okula gidemiyor. Kedi köpek bile karşıdan karşıya geçemiyor.
Siz yapmıyorsunuz. Biz de elele verdik, kısmen de olsa küçük bir bölgeyi düzelttik.
Sayın Başkanı yaklaşık 1 yıldır özel aracını kullanırken görmedik.
Araç sahibi vatandaşlar olarak %80 imizin yaşadığı, araçlardaki yürüyen aksam problemlerinden kaynaklı harcamalardan tasarrufları için kendisini tebrik ederiz.
Bizlerin makam aracı ya da arazi aracı yok. Mecburen ödedik bu masrafları.
Karayolları kanununun 10. maddesinin (b) fıkrası belediyelere bazı sorumluluklar yüklemiş. Bir bakalım;
1. “Yapım ve bakımından sorumlu oldukları yolların trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak”
Trafik düzeni ve güvenliğini geçtik, yolları yürünebilecek durumda bile bulunduramıyorsunuz.
2. “Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek”
Bir ucunda çalışma başlayan yolun diğer tarafındayken yolun trafiğe kapalı olduğunun bile farkında olamıyoruz ki. Bir bakıyoruz; aaa yol kapalı. Hangi gerekli tedbir?
3. “Karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak”
İşaret mi? O da ne demek?
4. “Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının meydana geldiği yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak”
Bu kazadan sonra ki sorumluluk. Neyse ki henüz başımıza gelmedi.
Son olarak Hz Ömer’in kamu idarecisi olmanın vicdani yükü ve sorumluluğunu anlatan bir sözü vardır; “Fıratın diğer tarafında bir öküz kaybolsa vebalini ödeyemem” diye.
Kazım Yazkan ve Yücel Türkben caddelerini ilkbaharda 1 hafta tamamen kapattınız, bir yangın ya da bir kalp krizi durumu olsaydı hesabını nasıl verecektiniz?
Bir çocuğumuzun bu çukurlar yüzünden ayağı burkulsa vebalini nasıl ödeyeceksiniz?
Yaşlılarımızın ve hastalarımızın evinden çıkma özgürlüğünü gasp ediyorsunuz.
Çocuklarımızın dışarda oynama özgürlüğünü gas pediyorsunuz.
Şehrimizin yaşam kalitesini sürekli düşürüyorsunuz.
Kaybedeceksiniz ve kaybettiğinizde siz de kazanacaksınız.

Loading

Facebook Comments Box

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz